CHP’li Önal yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
AKP iktidarı tarafından TBMM’ ye getirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi Genel Kurul da kabul edilerek yasalaştı.
Ancak bu kanun hiçbir eğitim geçmişi olmayan birkaç bürokrat tarafından kapalı kapılar arkasında hazırlanmış, Meclise sunulmuş, iktidar partisi ve ortağının oyları ile kabul edilmiştir. Başta Öğretmen Sendikaları olmak üzere konunun hiçbir paydaşının görüşü alınmadan, bir oldu bitti ile Meclise getirilen bu kanun başından itibaren aslında yok hükmündedir.
Kanun görüşmelerinde Komisyona gelerek görüşünü beyan eden Öğretmen Sendikalarının tamamı bu kanun teklifine karşı çıkmasına rağmen, yüzbinlerce üyesi olan bu sendikaların itirazları dikkate bile alınmamıştır. Milyonlarca eğitimciyi doğrudan etkileyen bu kanun bir dayatma ile kabul edilmiştir.
Bu kanun ile yıllarca emek verip dirsek çürüten, ailesinin gönderdiği kıt kanaat para ile okuyan, diplomasını alan ve tek gayesi öğrencilerine kavuşmak olan 700 bin atama bekleyen öğretmenin atama sorunu yine çözülmemiştir.
Kabul edilen bu kanun ile sözleşmeli öğretmenler kadroya yine alınmamıştır. Öğretmenlerimizin kadro taleplerinin hep göz ardı edilmesindeki ısrar neden. Anlamak gerçekten sor. Öğretmenlerimizi kendi içerisinde sözleşmeli, kadrolu, ücretli gibi ayrımlara tabi tutmak eğitime ve eğitimciye yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Gelişmiş tüm ülkeler öğretmenlerini başları üstünde tutup her türlü değeri verirken, AKP iktidarının öğretmenlerimizi kendi içerisinde kategori ve ayrımcılığa tabi tutması çağın gerçeklerinden tümüyle uzak bir yaklaşımdır.
Bu kanun ile sözleşmeli öğretmenlerin eşlerine ve çocuklarına kavuşabilmeleri yine engellenmiştir. Öğretmenlere il emri tayin hakkı verilmiştir, Engelli ve ücretli öğretmenlerimizin sorunları yine çözüme kavuşamamıştır. Özel okullarda ve özel rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmenlerin sorununa çözüm üretilmemiş, bu konuda yaşanan mağduriyet ve hak kayıpları giderilememiştir.
Okul öncesi öğretmenlerimizin, sınıf öğretmenlerimizin, halk eğitim merkezlerinde çalışan usta öğreticilerimizin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında, Adalet Bakanlığı bünyesinde çalışan eğitimcilerimizin yıllardır yaşadıkları onlarca sorun yine çözüme kavuşmamıştır.
Her mesleğin saygınlığını yok eden iktidar partisinin dayatmacı anlayışı bu kanun ile öğretmenlik mesleğinin de içini boşaltmaya devam etmiş, mesleğe hak ettiği saygınlığı ve değeri yine vermemiştir. Öğretmenlerimizin maaşlarında, ders ücretlerinde artış yapılmamış, özlük haklarına, sosyal statülerine iyileştirme getirilmemiştir.
Kabul edilen bu kanun ile Öğretmenliğin “aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen olarak unvanlara ayrılması öğretmenlik mesleğinin ilerlemesini sağlayamayacaktır. Bu ayrımcılık her türlü haksız müdahale ve usulsüzlüğe yol açabilecek bir düzenlemedir.
Bu kanun ile öğretmenlerin seçilmesi, yetiştirilmesi, istihdamı, çalışma koşulları, sosyal hakları, özlük hakları, iş başında denetim ve disiplin durumları, emeklilik gibi temel konuların hiçbirine yarar sağlayacak bir düzenleme içermemektedir.
Bununla birlikte Türkiye genelinde özel öğretim kurumlarında 250 bine yakın öğretmen çalışmaktadır. Bu kanun ile öğretmenlerimizin statüsüne, çalışma koşullarına dair en ufak bir düzenleme yapılmamıştır. Özel Eğitim Kurumların da çalışan öğretmenlerimizin birçoğu belirli süreli iş sözleşmesiyle ve asgari ücret düzeyindeki maaşlarla çalıştırılıyor. Bazı öğretmenlerimiz iş akitlerinin feshi ile birlikte kıdem tazminatlarını bile alamıyor. Getirilen bu kanun ile Özel Eğitim Kurumlarında çalıştırılan öğretmenlerimizin yaşadıkları bu hak kayıplarını ortadan kaldıracak tek bir düzenleme bile yapılmamıştır.
Yıllardır dillendirilen ancak bir türlü verilmeyen 3.600 ek gösterge hakkı bu kanun ile öğretmenlerimize yine verilmemiştir.
Tablo bu kadar karanlık olsa da hepimizi yetiştiren çok kıymetli öğretmenlerimizin tüm sorunlarını CHP iktidarında çözeceğimizin sözünü veriyor, öğretmenlerimize selam ve saygılarımı sunuyorum.
gundem71.com – Kırıkkale Haber Merkezi